“Gamzenin Çukurunda Uyurum Kadın " Bu 25×35 cm’lik yağlıboya eser, bir kadının yüzündeki gamzenin içine saklanmış duygu evrenini soyut ve yumuşak geçişlerle anlatıyor. Tabloda dönen, bulutumsu pastel dokular; sevginin insanı içine çeken, koruyan ama aynı zamanda kaybolmaya davet eden derinliğini temsil ediyor. Kompozisyonun merkezine doğru yönelen fırça hareketleri, adeta görünmeyen bir çekim gücü yaratıyor. Bu odakta beliren küçük insan figürü ise hem kırılganlığın hem de teslimiyetin simgesi. İzleyiciye, sevdiği bir kadının gamzesinde huzur bulacak kadar saf, o küçücük boşlukta koca bir evren kadar büyük duygular yaşayacak kadar yoğun bir aşkı hatırlatıyor. Eserde kullanılan sıcak pembe, bej ve krem tonları; tenin doğal yumuşaklığını ve sevginin narin dokusunu hissettirirken, kırmızı detay figüre yaşam, tutku ve kalp atışı ekliyor. Bu minik figür, aslında bir sığınma hâli: Kadının yüzündeki bir gamze, bir erkeğin bütün duygusal yükünü hafifleten bir yuva hâline geliyor. “Gamzenin Çukurunda Uyurum”, aşka saklanmanın, bir yüz ifadesinde huzur bulmanın ve sevgiyle küçülüp sevgiyle çoğalmanın şiirsel bir anlatımıdır. Bu nedenle tablo, hem bedenin hem ruhun en küçük ayrıntısında bile gizli bir evren taşıdığını izleyiciye hatırlatır.