Unutuş & Ebediyet

Mitolojideki Lethe ve Roma’nın “Eternal City” (Sonsuz Şehir) olarak anılması, ilk bakışta zıt gibi görünen ama birlikte düşünüldüğünde oldukça derin anlamlar taşıyan iki semboldür. Lethe geçmişin yüklerinden arınma, yeni bir başlangıç anlamına gelir. Roma ise tarih boyunca defalarca yıkıma uğramış, yeniden inşa edilmiş, değişmiş ama bir şekilde hep ayakta kalmış, varlığını sürdürmüş bir şehir. Bu yüzden “Eternal City” olarak anılır. Roma, katman katman bir tarih taşır; geçmişi asla unutmaz. Roma’da yürümek, zamanın kendisiyle yürümek gibidir. Gilles Deleuze Roma’yı katmanlı bir zaman kıvrımı olarak tanımlar. İşte burada bir karşıtlık ve aynı zamanda bir tamamlayıcılık ortaya çıkar: • Lethe: Hatırlamaktan kurtulmak. • Roma: Hatırlayarak sonsuzlaşmak. Bu seri, iki farklı nehir aracılığıyla zamanın iki yüzünü keşfeder. Lethe, bireysel hafızanın silinişi; unutmanın arındırıcı sessizliği. “An ve Ebediyet “ eserinin ilham kaynağı olan nehir yani Tiber ise, katman katman belleği taşıyan, hatırladıkça yeniden var olan bir şehirle birlikte akar. Aynı tonlarda akan bu iki nehir, biri içsel, diğeri dışsal bir sonsuzluk arayışıdır. Unutuş ve hafıza, sonsuzluk dediğimiz o ince çizgide buluşurlar. Bir yanda unutuşun huzuru, diğer yanda hafızanın sonsuzluğu. Ve ikisinin kesiştiği yerde: yeniden doğuş. Unutulma ve hafıza arasında görsel bir diyalog — Lethe'nin anın içinden aktığı, Tiber nehrinin ise sonsuzluğun içinde durduğu yer. Gaia'nın doğurgan gücüyle Lethe'nin unutuş sularını birleştiren Tiber Nehri, Romanın kalbinde hem yaşamı hem unutuşu taşır. Gaia yaşamı, doğumu ve sürekliliği simgelerken, Lethe her şeyin silinip yeniden başlayabilmesi için unutmayı gerektirir. İkisi bir araya geldiğinde, yaşam sadece büyümek değil, aynı zamanda geçmişin yükünden arınıp yeniden filizlenmektir—tıpkı toprağın her kış ölümü saklayıp baharda yeniden doğurması gibi.
  • 4 Artworks
  • 3 Available