Bu seri, insan doğasının en karanlık ama bir o kadar da evrensel yönlerini konu alıyor: Yedi Büyük Günah.
Kibir, açgözlülük, şehvet, kıskançlık, oburluk, öfke ve tembellik… Her biri çağlar boyunca farklı biçimlerde insanlığın iç dünyasında var olmuş; kimi zaman gizlenmiş, kimi zaman da pervasızca sergilenmiş duygular.
Bu resimlerde amacım, bu ‘günahları’ sadece eleştirmek değil; onları birer sembol olarak kullanarak modern insanın bilinçsiz arzularına, içsel boşluklarına ve bastırılmış dürtülerine ayna tutmak.
Çürüyen bir meyve, kendine uzanan isimsiz bir el ya da eriyen bir obje… Her detay, izleyiciyi düşünmeye, hissetmeye ve kendi iç dünyasına yönelmeye davet ediyor.
Sanat, bazen güzelliğiyle büyüler, bazen de rahatsız ederek düşündürür.
Bu seri, ikinci yolda ilerliyor.