Yarım Kalanın Kucağı

  • 80 cm x 100 cm x 3 cm
Eser, akrilik boya ile kanvas üzerine doku tekniği kullanılarak yapılmıştır. Kadın, kendi içindeki çocukla yüz yüze geliyor. Onu dışlamıyor, cezalandırmıyor, yok saymıyor. Tam tersine, alnını onun alnına dayayarak bütünleşiyor. Burada görülen sarılış, yalnızca anne-çocuk arasındaki bir bağ değil; insanın kendiyle kurduğu en derin temas, içsel bütünlüğüdür. Benliğin parçalanmışlığı onarılma ister. İnsan, geçmişinde saklı kalan çocuk yanını sevip, bağışlamak zorunda. İnsan kırgınlıkları, özlemleri ya da saf neşesiyle yüzleşmekten kaçındığında eksilir, eksik bir hayat sürer. İçimizdeki çocuğu bastırmak, kendi köklerimizi inkâr etmek gibidir. Bu inkâr, insanı sürekli yarım bırakır. Oysa ona şefkat gösterildiğinde, yani çocuk yanımıza sevgiyle dokunulduğunda, hayat bambaşka bir dengeye kavuşur. İçimizdeki o saf ses, yeniden güvenmeyi, yeniden inanmayı ve yeniden hayal kurmayı öğrenir. İyileşme, dışarıdan gelen bir armağan değil; insanın kendi içindeki çocuğu kucaklamasıyla başlar.

Details

  • Height 80 cm
  • Width 100 cm
  • Depth 3 cm
  • Mediums Canvas

Availability Status

₺25.000,00
Local Pickup Antalya, Türkiye
Domestic Shipping Türkiye
Pay Icon

Pay directly to the artist with no commission

Frequently Asked Questions

About the Artist

Resim, hayatımın en derin nefesi. Yıllardır birçok karma sergi ve sanat fuarında izleyiciyle buluşsam da aslında her tuval, benim kendi içsel sergimin kapısı. Çalışmalarımda doğanın özünden doğan soyut kadın figürleri var: yalnız, rengârenk, su gibi akışkan, ateş gibi tutkulu kadınlar… Bazen bir çiçeğin narinliğiyle, bazen bir meyvenin bereketiyle, bazen de bir ağacın köklü sessizliğiyle hayatıma dokunuyorlar. Renkler sınırsız bir özgürlük ve bu özgürlüğü kullanmayı çok seviyorum. Renkler benim için kaosu ve kaosun kendi iç dengesini aynı anda tuvalime taşıyor. Katman katman ilerleyen her tablom kendi hikâyesini gizler; dokular ve lekeler o hikâyelerin saklı dilidir. Tuvalin karşısına geçtiğimde neyin doğacağını bilmiyorum. Merak ediyorum sadece. Sonsuz bir merak... Hiçbir şey planlanmaz artık biliyorum; tıpkı hayat gibi, her şey kendiliğinden büyür. Ben de büyüyorum...